Hava güzel, akşam güzel ve görmesem de yıldızlar güzel. Susalım mı? Konuşmadan oturalım, düşünmeden bakalım karşıya ve içelim çayımızı yudum yudum, kovalayarak giderek düşen sıcaklığını çayın. Sessizlik hem güzel hem de ürkütücü.

Belki de sessizliğin içinde saklı fısıltılar beni ürkütüyor. Sanırım dışarıdan bekliyor gibi görünüyorum. Evet bekliyorum. Usul usul bekliyorum. Benim benden alınıp götürüleceğim anı. Her an sanki bu anmış gibi hazırlanıyorum.

Yüklerim düşüyor birer birer. Tekrar yüklenmiyorum. Hafifliyorum gibi geliyor ama fark ediyorum ki bedenimde hafifleyen yerlere rağmen ağırlaşıyor kafam. Basıncı hissedebiliyorum. Anlıyorum ki tekne su almış gittikçe ağırlaşıyor ama ben yüzmek için gemidekileri atıyorum. Basınca dayanamıyor bazen kafam ve sızdırıyor damla damla. Biraz hafifleyince tekrar duruyor sızması.

İçimde bir ezgi var bazen kulaklarımda çınlar bazen de ağzımda belli belirsiz dışarı fırlar ıslık gibi, ses gibi ya da sessizce içimde çalar hissettirerek kendini. Bu ezgi bazen bana eşlik eder bazen de bilmediğim şeyler ve ben onu izlerim. Bir de farklı ezgiler oluyor gitmek bilmeyen, içten içe insanı delirten. İçimde bir hikaye çalakalem yazılmış ve arada kendiliğinden değişen. Birisi bana okuyormuş gibi hissettirir bana kendini. Dinlerim, hissederim hikayeyi ama yine de unuturum ne dediğini. Yalnızca ben susarken söylenen bu masum hikayeyi öylece unuturum.

Son olarak da hiçbir şey var. Öyle ki hikaye yoktur, ezgi yoktur, görüntü yoktur, gözlerim kapalı, kaslarım sakin, kalbim sakin ve kafam boş işte budur. Düşünce yok, hayal yok, ses yok.

Sonrasında bir ürperti geçer vücudumdan öyle sebepsiz. Ben burada böyle habersiz, bolca öldürülen vakitte yaşarken. Bir şeyler olur, olmaya da devam eder. Sonra, belki çok belki az sonra. Olan olmuştur ve artık kabullenmek kalmıştır geriye bana sadece. Üzücü ve yıkıcı bir pekiyle benim kabullenmem kalmıştır ve zaten kırılan bir şeyler daha da kırılmıştır.

Beni yine ben bekler içi boş, bakışları boş, yüzü de anlamsız ve günün birinde belki deli de derler. Sahi hava hoş ve yine bir ezgi ıslıklarımda boğulan, kulağımda çalınan.